Dönmek ve Burada Kalmak Çıldırtıcı Bir İkilem!

Dokuz yıldır Amerika’dayız, Türkiye çok uzaklarda ama sevdiklerimiz hep gönlümüzde.

Do-Not-Enter

Girme!
Governor Nelson State Park – Waunakee, Wisconsin – 17 Kasım 2012

Türkiye’den yeni gelmiş birisi ile tanışınca ya da arkadaşlarla konuşup yazışınca soruyorlar: “Türkiye’ye dönme planı var mı? Yoksa hep burada/orada mı kalacaksınız?” Gurbet ilde yaşayanlar için kolay bir soru değil!  Cevabı zor bu sorunun! Ben şöyle cevaplıyorum: Planımız yok, ama burada yaşayan her Türk gibi hep bir zaman dönme fikri var. Ama ne zaman, Allah bilir. Burada ilelebet kalacak değiliz ya!

Continue reading →

Seyahat Güzeldir: Minnesota

Herkes gider güneye biz gideriz kuzeye misali geçen hafta üç günlük uzun haftasonunu (long weekend) değerlendirip yollara düştük ve Wisconsin’in komşu eyaleti Minnesota’ya gittik.

Minneapolis Hayvanat Bahçesi

Minnesota Hayvanat Bahçesi
Appley Valley, Minnesota – 1 Eylül 2012

Minnesota Amerika’nın 32. eyaleti. Amerika’da her eyaletin bir sloganı vardır ve araba plakalarında bu sloganı görürsünüz; Minnesota’nın sloganı da “Land of 10,000 Lakes” yani “1o Bin Göl Diyarı”. Minnesota haritasına bakın her yer irili-ufaklı göllerle dolu mavi mavi, güzel memleket; Allah sahibine bağışlasın.

Minnesota, Dakota kızılderili dilinde gökyüzü renginde su (sky-tinded water) demekmiş. Amerika’da bir çok eyaletin, şehrin, kasabanın, göl, nehir vs yer isimlerinin kökeni kızılderili dilleridir. Türkiye’de de böyle yer isimleri ile ilgili bir tartışma vardı, değil mi?

Continue reading →

Bizim Diyardan

Gene ailecek haftasonu yaptığımız en güzel işlerden birini yaptık ve bir parkı daha keşfetmeye çıktık. Bir haber vardı: Anadolu’da eğlencenin rengi yeşil! Evet, işte biz de böyle bir aileyiz: Eğlencemizin, tatilimizin rengi yeşil! Parkları, ağaçları, yeşili çok seviyoruz.

20100705-Blue-Mound-State-Park

Yeşil
Blue Mound State Park – Blue Mounds, Wisconsin – 5 Temmuz 2010

Bu sefer ki istikamet: Wisconsin Blue Mound Eyalet Parkı. Daha önce bir kere şöyle bir uğrayıvermiştik Blue Mound (Mavi Tepecik) parkına. Ama o zaman hava pusluydu, bulutluydu, kapalıydı, ıssızdı, sessizdi. Herşey kendi kabuğuna çekilmiş, seyran  edecek pek bir şey yoktu. Bu sefer hava çok güzel; yanaklarına alını sürmüş, gözlerine sürme çekmiş, en güzel elbiselerini giymiş yeşil yeşil, başında masmavi bir şapka, en güzel kokularını sürmüş…

Continue reading →